Sanırım ilkokul yıllarında “öğrenci andı” okuyan son nesillerden biriydik. Mavi önlüklerimizi ve beyaz yakalarımızı giyer, henüz güneşin gökyüzünü aydınlatmadığı bir saatte okulun yolunu tutardık. Uykulu bir şekilde arkadaşlarımızla tören alanında sıraya girer ve yüksek sesle andımızı okurduk. Peki neydi bu andımız? Neden kaldırıldı? Öğrenci andını kim yazdı? Dünyada sadece bizde mi vardı? Bu yazıda Reşit Galip’i ve bir Türk aydınlanması örneğini okuyacaksınız.
Gerçek Bir Devrimci-Reşit Galip
1893 yılında Rodos henüz bir Türk yurdu iken doğdu. İlkokul ve ortaokul eğitimini burada tamamladı. 1912 yılına gelindiğinde İtalyanlar adaları işgal etmeye başladı. İtalyan donanmasına karşı koyacak bir Osmanlı filosu mevcut değildi. İtalyanlar 4 Mayıs’ta adaya asker çıkarmaya başladığında bölgedeki Osmanlı kuvveti yalnızca 960-1.200 kişi kadardı. Buna karşılık düşman zırhlılarından karaya 10.400 asker çıkarması yapıldı. Bölgede yıllarca Türkler ile yaşayan Rumlar maalesef İtalyanların gelişini alkışlarla karşıladılar.
Hiçbir yardım alamayan Türk askerleri için başka bir düşman da adadaki yerli Rumlar oldu. Türklere yiyecek vermedikleri gibi İtalyanlara yardımcı olmak için adeta seferber oldular. Günlerce nöbet tutup en ufak bir harekette işgal güçlerine rapor veriyorlardı. Neticede 15 Mayıs sabahı hem karadan hem de denizden top atışlarıyla saldırıya geçildi. 2. günün sonunda artık Rodos İtalyanların olmuştu.
İşte böyle bir ortamda vatanını kaybeden Reşit Galip kardeşi Hüseyin Ragıp ile kayıkla Marmaris’e oradan Aydın ve İzmir’e geçti. Eğitimine İzmir’de devam eden Galip kaynaklarda milliyetçi, hırslı, heyecanlı bir genç olarak geçmektedir. II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden oldukça etkilenmişti. Lise son sınıftayken “Ferda-yı Temmuz” adlı bir gazete çıkardı. Liseyi bitirdi ve İstanbul’a gitti. 1911 yılında Tıbbiye Mektebi’ne girdi. Burada çeşitli gazeteler ve mizah dergileri çıkardı. Öğrenciliği devam ederken Balkan Harbi patlak verdi. Tereddüt dahi etmeden hemen gönüllü oldu ve bu savaşta yaralandı. Tam savaş bitmiş yurduna dönmüştü ki I.Dünya Savaşı başladı. Yaralarına karşın yine gönüllü olarak ülkesini savunmak için cepheye gitti. Çatalca ve Kafkasya Cephelerinde savaştı. Okulunu ancak 1917 yılında geldiğimizde bitirebilmişti. Okulunu bitirdikten sonra asistan olarak göreve başladı. Fakat eğitim sisteminin reforma ihtiyacının olduğunu savunuyordu. Bu sebeple broşürler basıp dağıtmaya başladı. Çabası sonuçsuz kalınca istifa etti.
Kurtuluş Savaşı başladı. Köylerde milli mücadeleye destek olmak için teşkilat kurdu. Teşkilat dağıtılınca Kuvâ-yi Milliye’ye katıldı. Bugün ismi Kızılay olarak bilinen Hilal-i Ahmer ve sahra hastanelerinde savaşta yaralananlara yardım etmek için İmdat Heyet sertabipliği yapmaya başladı.
Savaş bittikten ve cumhuriyet ilan edilmeden kısa bir süre önce doktorluk yaptığı Mersin’de Atatürk ile karşılaştı. Atatürk’ün gelişine özel Türk Ocakları konuşma düzenlemişti. Atatürk ve Latife Hanım’ın oturacağı koltuklar diğerlerinden farklı ve gösterişliydi. Atatürk “Bu ne maskaralık!” diyerek altına normal bir sandalye çekti. Konuşmacılardan birisi de Reşit Galip’ti. Atatürk’e bakarak “…Sizin karşınızda, zaferlerinizden bahsetmeye lüzum var mı? Grönland’daki Eskimolardan, Afrika’nın kızgın çölleri ortasında sam yellerinden haber uman zencilere kadar herkes öğrendi…” dedi. “…Sen bu milletin yalnız kurtarıcısısın bir kahramanı değilsin, sen bunlardan daha çok büyüksün; sen bu milletin bir ferdisin. Senin en birinci büyüklüğün bu milletin bir ferdi olmakla yetinmeli ve bununla iftihar etmelisin…” Diyerek konuşmasını bitirdi. Atatürk bu sözlerden çok etkilenmişti. Çevrede herkes Atatürk’e sen dediği için Reşit Galip’e şaşırmıştı. Kürsüde konuşma sırası Atatürk’e gelince sen demesine alınmamış aksine Reşit Galip’e övgüler sıralamıştı.
İki yıl sonra Ankara’ya çağrıldı ve Aydın milletvekili seçildi. Atatürk’e yakın isimlerden birisi olmuştu. Yıllar sonra Atatürk’ün o meşhur sofralarından birine Reşit Galip’te davetliydi. Bürokratlar, hukuçular,tarihçiler ve sanatçıların olduğu sofranın konusu eğitimdi. Herke fikirlerini özgürce söylüyor, konuşulan konular üzerinde notlar alınıyordu. Mustafa Kemal’in Harbiye’den hocası olan Milli Eğitim Bakanı Esad Sagay’ı Galip sert bir şekilde eleştiriyordu. Kız öğrencilerin etek boylarına karışmasına ve kadın öğretmenlerin Ankara Halkevi”nde sahneye çıkarılmamalarını sağladığı için Sagay’ı gericilikle suçladı. Türk devrimlerinin en büyük kazanımının kadınlara sağladığı haklar olduğunu ve kokuşmuş kafayla devletin yürütülmeyeceğini söyledi. Bir genelge yayınlayıp tüm bunların kaldırılmasını talep etti. (Bazı kaynaklar Sagay’ın sofrada olduğunu ve Atatürk’ün sert davrandığını, bazı kaynaklar ise Sagay’ın o an orada olmadığını ve Atatürk’ün çok kibar bir şekilde masadan ayrıldığını aktarır.) Bunun üzerine Atatürk “Hocamın bulunmadığı bir ortamda böyle konuşulmasına müsaade edemem, onun da olduğu zaman konuşursunuz.” dedi. Reşit Galip ise “Biz hiçbir karşılık beklemeden Ege dağlarında mücadele ettik, yırtık gömlekle çalışıyoruz, siz bizi azarlıyorsunuz” dedi. Atatürk Reşit Galip’i susturamayınca “Vakit hayli geç oldu, yoruldunuz sanırım dinlenin.” dedi. Fakat Reşit Galip’in susmaya niyeti yoktu. “Burası milletin sofrası, milletin meselelerini görüşüyoruz, burada oturmak sizin kadar benim de hakkım.” Ağızdan daha ağır cümleler de çıkmıştı fakat Mustafa Kemal sükunetini koruyup “Öyleyse ben kalkayım.” diyerek masadan ayrıldı. Tabii Reşit Galip çok mahcup olmuştu. Sabaha kadar bekleyip mahcubiyetini iletmek istemiş fakat gün ağarmaya başlayınca köşkten ayrılmıştı. Cebinde hiç parası yoktu. Ankara’ya dönebilmek için orada bulunan yetkililerden borç istemişti. Yetkililer 25 lira verdiklerini Atatürk’e ilettiler. Atatürk “Ankara’ya gidecek adama 25 lira mı verilir. Bari benim hesabımdan birkaç yüz lira verseydiniz. Cebinde beş parası yok ama karakterinden hiç taviz vermiyor. Parası yok ama cesareti var” dedi. İşte bu parasız ama cesur Reşit Galip “andımızın” yazarıdır.
Bu konuşmalar çeşitli kaynaklarda farklı şekillerde yazılmıştır. Bunların tamamını kaynakça kısmında bulabilirsiniz. Fakat içerikler hep aynıdır. Cumhuriyetin kurucu kadrosu hiçbir şekilde devrimciliğinden taviz vermeyerek her türlü gericiliğe karşı çıkan, gerekirse ülkenin en güçlü insanını bile sert şekilde eleştiren korkusuz insanlardı. Onların yanı sıra Mustafa Kemal’in ise ne kadar açık görüşlü olduğunu ve kendisine sert bir şekilde eleştiri yapılmasına karşın yine de demokrasiden yana bir insan olduğunu görüyoruz. Bunun kanıtını ise sadece 1 yıl sonra Reşit Galip’i Milli Eğitim Bakanı yapmasından anlayabiliriz. Reşit Galip bakanlığı döneminde, üniversite reformu gerçekleştirerek gerici öğretim üyelerini tasfiye etti ve öğretmenlere düzenli maaş ödenmesini sağladı. Ayrıca, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin hayata geçirilmesi için önemli çalışmalar yürüttü.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yılına girerken, Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip, 23 Nisan 1933 sabahı kendi yazdığı bir ulusa sesleniş konuşması okudu ve o günün açılış konuşmasında da aynı metni tekrarladı. Bu konuşmada şunları söyledi:
Çocuklar, güzel yüzlü Türk yavruları, Büyük Millet Kurultayının Gazi babanızın eliyle açıldığı gündür. Bunu bayram edinmeniz, ey Türk çocukları, öz kurultayın açıldığı, öz devletin kurulduğu günü kendi bayramınız için seçmeniz ne mutlu buluş!... Büyük Türk yarınının yapıcıları arasına girmek için şimdiden hazırlanan güzel çocuklar, daima kulağınızda çınlasın ki çalışkan olmayan Türk sayılmaz, ahlaklı olmayan Türk olamaz. Şimdiden bağırarak söylüyorum ki sizlerden çalışmayanlar, iyi yetişmeğe kulak asmayanlar bizim yarınki düşmanlarımızdır. Budunlar içinde bir ve eşsiz Türkün güzel çocukları, Türklüğün büyük yarını sizin görünüşte mini mini dayanıksız, fakat hakikatte sağlam ve dayanıklı omuzlarınızdadır. Bunu düşünün bilin, anlayın ve bir an bile unutmayın. Size bütün şu işi veriyorum, bayramınız biter bitmez mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve her gün şu sözleri tekrarlayacaksınız: Türküm, doğruyum, çalışkanım. / Yasam: Küçükleri korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. / Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir. / Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
İşte andımızın ruhu buradan gelmektedir. Yıllarca okullarda gurur duyarak okuduğumuz metnin hikayesi budur. Özgür ruhlu, ilerici devrimciler tarafından yazılan bu sözler, tebaa” olmaktan çıkıp “yurttaş” olmaya başlayan bir ulusun milli bilincini oluşturmaya yönelik bir amacı temsil etmektedir. Ne Mutlu Türk’üm diyene kavramı işte bu milli bilinçtir. “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” cümlesinin karşılığı bakan ve milletvekili olmasına karşın cebinde sadece beş lirayla ölen ve tüm hayatını ülkesi için harcayan Reşit Galip’in devrimci ruhudur. Bu ülke işte böyle insanlar tarafından kurulmuştur. Türk milli şuuru işte budur.
Reşit Galip, 1933 yılında bakanlık görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Resmi açıklamada, istifasının nedeni olarak iki haftadır devam eden rahatsızlığı gösterildi. Milli Eğitim Bakanlığı görevi, önce Sağlık Bakanı Refik Saydam tarafından vekaleten yürütüldü, daha sonra ise Yusuf Hikmet Bayur bakanlık görevine atandı. Bakanlıktan ayrıldıktan sonra evine kapanan Galip’in hastalığı maalesef zatürreye dönüştü. 5 Mart 1934 günü hayatını kaybetti. Milletvekili ve bakanlık yapmıştı ama öldüğünde evi kiraydı. Cebinde sadece 5 lirası vardı.
Andımız Neden Kaldırıldı?
2013 yılına geldiğimizde açılım kepazeliği başladı. Ergenekon/Balyoz gibi uydurma iftira davalarıyla Tsk’nın onurlu subaylarını içeri atıp, resmi kurumlardan T.C. yazısı kaldırılıyor, Atatürk’e hakaretler ediliyor, Nutuk suç delili sayılıyor, Türk bayrağı tartışılıyordu. Böylesi bir ortamda MEB 1933’ten beri okutulan öğrenci andını ilköğretim yönetmeliğinden kaldırdı. Birden yıllardır okunulan andımız ırkçılık olarak görülmeye başlandı. Türk’üm, doğruyum, çalışkanım demenin farklı etnisitedeki vatandaşları rahatsız ettiği öne sürüldü. Oysa ki Mustafa Kemal Atatürk’ün millet tanımı “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.” sözünden ibarettir. Andımızdaki Türk’üm kelimesi bir kimliği dışlamaktan ziyade bu topraklarda kader birliği yaptığımız tüm vatandaşları kucaklayan bir kavramdır.
Lozan görüşmelerinde İngilizler tarafından azınlık olarak görülen Kürt kökenli vatandaşların söz konusu açılınca İsmet İnönü Kürt kökenli insanlarımız ile bizlerin hiçbir farkı yoktur. Bizler aynı topraklarda yaşayan aynı insanlarız.” demiştir. Yıllardır bizleri bölmeye çalıştıkları kavramların aslında içlerinin bomboş olduğu tarihsel süreçte görülmüştür. Andımız ve Türk Milleti kavramları yıllardır tebaa olarak görülen, ezilen ve savaşlarda yıpranan bir halka milli bilinç oluşturmak için yapılan bir çalışmadır.
Dünyadaki Öğrenci Andları
Dünya genelinde, farklı ülkelerin okullarında ülkelerine, bayraklarına, vatanlarına ve değerlerine bağlılıklarını ifade ettikleri and ya da yemin uygulamaları mevcuttur. Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Filipinler, Hindistan, Singapur ve Vietnam gibi ülkelerde andımıza benzer uygulamalar ve andlar yer almaktadır. Aşağıda ise ülkeler ve ulusal marşları yer almaktadır.
- ABD: Pledge of Allegiance
- Kanada: O Canada
- İngiltere: God Save the Queen
- Fransa: La Marseillaise
- Almanya: Deutschlandlied
- İtalya: Il Canto degli Italiani
- İspanya: Marcha Real
- Japonya: Kimigayo
- Çin: March of the Volunteers
Yararlandığım Kaynaklar
- Meydan, Sinan. (2021, 22 Mart). Andımız ve Ulus Devlet. sozcu. https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/sinan-meydan/andimiz-ve-ulus-devlet-6327355/
- Reşit Galip. (2023, 1 Nisan). wikipedia. https://tr.wikipedia.org/wiki/Re%C5%9Fit_Galip
- Reşit Galip (Baydur) (1893-1934). ataturkansiklopedisi. https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/resit-galip-baydur-1893-1934/
- Özdil, Yılmaz. (2021, 16 Mart). Ne Mutlu Türküm Diyene. sozcu. https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/ne-mutlu-turkum-diyene-2-6316096/
- Reşit Galip’in Çek Hadisesi. mustafakemalim. https://mustafakemalim.com/resit-galipin-cek-hadisesi/
- Prof. Kaymakçı, Mustafa. (2013, 18 Ekim). Reşit Galip Atatürk’e neden başkaldırmıştı. odatv4. https://www.odatv4.com/guncel/resit-galip-ataturke-neden-baskaldirmisti-1810131200-46269
- Rodos ve On İki Ada’nın işgali(2021, 13 Mart). wikipedia. Erişim Linki
- Anadolu Medeniyetleri Müzesi. (2023, 14 Nisan) wikipedia. https://tr.wikipedia.org/wiki/Anadolu_Medeniyetleri_M%C3%BCzesi
- DR. REŞİT GALİP VE ATATÜRK. siirparki http://www.siirparki.com/ataoyku24.html
- Aydoğan, Metin. Atatürk ve Türk Devrimi. 2017, İnkilap Kitapevi. Lozan’ın Önemi. s.(30-51)
- Atatürk’e kafa tutan bir hekim: Reşit Galip. (2022, 14 Mart) yenicaggazetesi. https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturkun-fikir-fedaisi-bir-doktor-resit-galip-520262h.htm
- “Devlet madalyalarından Atatürk kabartması yine çıkarıldı”. Sputniknews.com. 13 Mart 2020. Erişim tarihi: 13 Mart 2020.
- Özsoy, Fatih. (2018, 25 Ekim). Andımız Nedir? Dünyada Andımız Okunan Ülkeler Hangileri? egezegen. https://egezegen.com/egitim/andimiz-nedir-dunyada-andimiz-okunan-ulkeler-hangileri/
- Öğrenci andı (Türkiye). (2022, 3 Aralık). wikipedia. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96%C4%9Frenci_and%C4%B1_(T%C3%BCrkiye)